Wednesday, October 31, 2007

Ada

Gemicilerin sonunda varacakları bir adaydı o

Kıtalar eş uzaklıkta yaradılışı yüzünden

Yaradılışında mağrur dağlar yükselmişti denizden

Doruklarından görülürdü afrika asya avrupa

İuktas adanın yüzüydü gelene geçene baksın diye

Tabyalar kentlerini dağlar gibi erişilmez kılmıştı

Venedikliler işlek yazılarını bırakmışlardı taşta

Türkler binbir pınar peşinde yaşamışlardı

Minosun tahtı topraktan çıktığında ada uyanmıştı

Duvarsız kentlerin toprağa gömülü kalışına şaşmıştı

Tabyaların üstüne bukez alman mermileri yağmıştı

Nikos kazantzakis inkar etmişti tanrıyı

El Greco'nun adı geri dönmüştü nice yıldan sonra

Sonunda bir Türk evini sormaya gelmişti adaya

Herbir taşı elmastan olduğu söylenen yere

Saçlarına bir çocukluk yıldızı takılı

Adalı olmayan sözlerin uçuştuğu sokaklarda

Kapıyı bulmuştu venedik tarzı bir gölgede

Alnında hala adaya özgü bir mağrur duruşla..