Ada
Gemicilerin sonunda varacakları bir adaydı o
Kıtalar eş uzaklıkta yaradılışı yüzünden
Yaradılışında mağrur dağlar yükselmişti denizden
Doruklarından görülürdü afrika asya avrupa
İuktas adanın yüzüydü gelene geçene baksın diye
Tabyalar kentlerini dağlar gibi erişilmez kılmıştı
Venedikliler işlek yazılarını bırakmışlardı taşta
Türkler binbir pınar peşinde yaşamışlardı
Minosun tahtı topraktan çıktığında ada uyanmıştı
Duvarsız kentlerin toprağa gömülü kalışına şaşmıştı
Tabyaların üstüne bukez alman mermileri yağmıştı
Nikos kazantzakis inkar etmişti tanrıyı
El Greco'nun adı geri dönmüştü nice yıldan sonra
Sonunda bir Türk evini sormaya gelmişti adaya
Herbir taşı elmastan olduğu söylenen yere
Saçlarına bir çocukluk yıldızı takılı
Adalı olmayan sözlerin uçuştuğu sokaklarda
Kapıyı bulmuştu venedik tarzı bir gölgede
Alnında hala adaya özgü bir mağrur duruşla..
1 comment:
Adanın sokaklarında bir başka nefes dolaştı geçenlerde...
Bir başka mağrur bakış inceledi binlerce yıldır ayakta kalan taşları...
Ayaküstü sohbetlerde, satır aralarında neler neler öğrendik sayesinde...
Biz sizi tanıdığımıza çok memnunuz,
Bir gün gelip de "Turkokratis"in bıyıklarını bükerek kahvede oturacağı günü bekliyoruz :)
Sevgilerimle...
Post a Comment