Sunday, December 16, 2007

EPİTAPHOS
Denizin üstünde balkıyan yıldızların öte dünyanın eşiği olduğunu sanırdık biz eski gemiciler
Bahar aylarının bir daha gelip gelemeyeceğini güz aylarında kaygılı biçimde mırıldanırdık
Güneşin güneye ağmasında bir cinli kirlilik gelirdi yeryüzüne öylece isteksizleşirdik
Baharsa uzakta erik ağaçlarının yaprakları arasından kabarmış toprağa inerdi merceklenerek
Uzakta olan epey şey anımsanırdı güzün soğuk bahçelerinde gün kısalırdı ay parıltısız geçerdi
Ölümün bahçelerinde kara selviler kokularını bırakırlardı arapsaçı otlarının arasında
Ezan sesi mahmur ve mutsuz bir yatsı olarak durup dinlenirdi ayaküstü çocukluk anısı
Sonra bir sancı gelirdi yaşantının olağan tükenişinden bir sızı yolun bir dönemecini bildirirdi
Tutunacak çok sayıdaki sözü anımsamıyacak denli yorgun düşerdik aklımızla çelişerek
Ekilmiş yaşantı tohumlarından geriye duru akıl var sanırdık biraz dil biraz bakış idi yaşam
Gömülü olanı ne varsa bilinmesi gerekeni tam bitirmişken beden izin vermiyordu yürümemize
Sonbahar ya da güz denen günlerde yeryüzüne bir yılgınlık geliyordu daha önce korkmadığımız
Yine de anımsanacaksa eğer öte dünyada çok şeyden sorumluyduk biriktirmiştik ne varsa
Güneşin yalımlarının uzak olduğunu düşünmek yılgınlıksa daha biraz ama az vakit vardı
Bir daha aynı mermere bakamıyacak olmayı duyumsamış gibiydik yağmur ve bulutlar bastırınca
Karanlık elini uzatınca uzun gecede tükenince ömür bitince yol beden izin vermeyince

No comments: